Merhaba
Ben İlayda 16 yaşındayım, size geçtiğim süreçten kısaca bahsetmek istiyorum. Kendimi bildim bileli ailem ve arkadaşlarım hayatı yaşayış tarzıma hep karıştı, benim bütün sorunlarımı abartılmış olarak gördüler. İnsanlara bir şey anlatırken içlerinden “Off yine saçma sapan şeylere takılmış” dediklerini duyar gibi oluyordum. Bu öyle bir boyuta geldi ki psikolojik olarak kendimi bitik hissettiğim zamanlar oldu.
Hiçbir zaman anlaşılamadığımı, etrafımdaki hiç kimsenin beni hiçbir zaman anlayamayacağını düşünüyordum. Hiç kimseye derdimi anlatamadım, ne yapsam, ne etsem, neye üzülsem beğenmediler.
“Buna mı üzülüyorsun? Bunu mu takıyorsun? İnsanlar neler yaşıyor. Hepsi şımarıklık. Sen daha ne yaşadın ki?” diye yorum yaptılar. Hayatı yaşayış şeklimi bile sevmediler, hiç kimse bana destek olmadı, yanımda olmadılar. O zor günleri bir yandan hiç hatırlamak istemiyorum, oradaki kendimi gördükçe kendime o kadar çok üzülüyorum ki elimi uzatıp o hayattan kendimi kurtarasım geliyor fakat yapamıyorum. Sadece kendime yapma diyorum, kafandan geçen şeyleri yapma, dur daha fazla ileriye gitme, kendine zarar verme diyorum. O zaman bana bunlar söylenseydi yine beni anlamıyorsunuz diye kriz geçirirdim, içimde fırtınalar kopardı.
Seni anlıyorum ne yaşadığını biliyorum ama yemin ederim bunların hepsi geçecek. Kuyudaki bir insan için inanması ne kadar zor bir cümle di’mi ?
Kendimi neden öldürmedim biliyor musun? Cenazemi düşündüm. Yapayalnızdım, kimsem yoktu, kim gelecekti ki benim cenazeme? Tabuttaki kendime baktım, cenazeme gelenlere baktım. Benim kendime bunu yapmaya hakkım yoktu, kendimi yapayalnız bırakmaya hakkım yoktu. Ben o gün o cenazemde kendime söz verdim, yapayalnız olarak ölmeyecektim.