Hayatın zorluklarıyla çok küçük yaşta tanıştım. Kendimi bildim bileli yoksulduk. Hep maddi imkansızlıklar içinde yaşadım. Çocukluğumda köyde yaşadığım için bu durum çok büyük bir dert olarak gözükmüyordu. Zamanla büyüyüp 7 kardeşimle hayatın açtığı bambaşka kapılardan girdik. Yoksulluğumuza her birimizin hayatındaki dertler de eklenmiş, herkes kendi derdiyle yoğrulurken birbirimizden iyice kopmuştuk. Her birimiz yaşam mücadelesini tek başına veriyordu. Evlenmiştim, kocam alkol ve kumar bağımlısıydı. Kabus gibi yıllar geçirdim. 2 yavrum vardı, artık yaşadığım hayat dayanılır olmaktan çıkmıştı. Nihayet boşanabildim, ancak mahkeme çocukları yetiştirme yurduna aldı. Benim onlara bakacak maddi imkanım yoktu, babalarının durumu da malum.. Bir anne olarak evladımdan ayrılmanın acısıyla kavrulurken evladımın annesiz yaşamasının ona ne kadar zarar vereceğini henüz bilmiyordum. Evlatlarımı oradan çıkarmak için İstanbul’a ablamın yanına gidip temizlik işlerinde çalışmaya başladım. Üç yıl sonra evlatlarımı yanıma almak nasip oldu. Küçük oğlumu bıraktığımda henüz dokuz yaşındaydı, babasının ona yaşattıklarının ardından bir de annesiz kalmayı kaldıramamış, psikolojisi çok bozulmuştu. Liseyi bitirdi, mühendislik bölümünü kazandı ama birinci sınıfın ardından okulu temelli bıraktı. Okulu bıraktıktan sonra gözümün önünde gitgide eriyordu. Evladının eriyen hayatına hiçbir şey yapamamak bir anne için o kadar zor bir durum ki… Bu hissi nasıl anlatırım bilemiyorum. Büyük oğlum ufak tefek işlere girip az da olsa katkı sağlamaya çalışıyor. Ben gündelik işlere gidiyorum, gidemediğimde gelirimiz olmuyor. Her şey zaten yeteri kadar kötüyken ev sahibimiz evi boşaltmamızı istedi. Pandemi sonrası, İstanbul’da kiralar üçe hatta beşe katlanmışken hiçbir yer bulamıyordum. Söylenen rakamları ödememiz mümkün değildi. Bir emlakçının bahsettiği evi tutmaya karar verdik. Henüz gözümüzle görmeden kapora vermek durumunda kaldım. Eve bakmaya gittiğimizde bize söylediği gibi olmadığını gördük. Paramızı geri vermedi. Birikmiş tek paramdı..
Bardağı taşıran son damla oldu. Artık öyle sıkışmıştım ki… Çok bunalmıştım. .Çaresiz hissediyordum. Yılların yorgunluğu, tüm yaşanmışlıklar, onca birikmiş duygular bir anda patladı. Gözüm döndü, yan odada yatan oğlumun bensiz ne yapacağı aklıma bile gelmiyordu, beni intihar etmiş görürse ne hissederdi diye düşünemiyordum bile. Her şey bir anda karardı. Ben düşünemez olmuştum. Sadece kurtulmak istedim.
O ana nasıl cesaret ettim bilemiyorum sanki ben ben değildim. Çığlığıma koşan oğlum hemen ambulans çağırmış. Kendime geldiğimde bunu yaptığıma inanamadım. Nasıl oldu? Nasıl olur da ben yavrularıma bu acıyı yaşatmayı reva gördüm? Hala aklım almıyor. Şimdi geri dönüp baktığımda sadece bir karartı aklıma geliyor..
İyi ki.. Kurtulmuş olduğuma o kadar seviniyorum ki.. Evlatlarım bensiz ne yapardı? Sadece onların varlığı dahi mutlu olmam için yeter. O boşluğa tekrar düşmemek için karşılaştığım zorluklarda kendimi güçlü tutmaya çalışıyorum. Bir daha asla o duruma düşmek istemem. Şimdi hayata çok daha sıkı sarıldım, sahip olduklarıma şükrediyorum.