Yaşamak için sebebiniz olmadığı zamanlarınız oldu mu hiç? Veya aldığınız her nefesin göğsünüze battığı zamanlar? Kendinizden başka hiç seveninizin olmadığı zamanlar? Sevgisizlikten boğulduğunuz anlar? Benim oldu.
Doğum günlerimdeki tek dileğim, iyi bir insan olup insanların beni sevmesi oluyordu. Fakat bu, bana göre hiç gerçek olmadı. Son üç senemde her an ölmek istedim. Yoldan geçen bir teyzenin bana gülümsemesi bile beni hayata bağlıyordu oysa. Küçük bir çikolata beni mutlu etmek için yetiyordu. Hayatı bu kadar severken ölmek isteyeceğim bi noktaya getirdikleri için hayatımda olan herkese çok kızgındım. Onları affedemiyordum. Ben iyi bir insandım, kimsenin kötülüğünü istemezdim. Çiçekleri koparamazdım. Sinekleri öldürmemek için tütsü yakan birini bu hale getirdiler. Hedeflerim,hayallerim, hiçbiri benim yaşamam için sebep değildi sanki. Tek isteğim sevilmekti. Her girdiğim ortamda benden nefret ettiklerini, orada istenmediğimi hissediyordum. Bu his beni boğuyordu. Hatta öyle boğuyordu ki insanlarla karşılaşmamak için evden dışarıya çıkamıyordum. Hayattan tek isteğim sevilmekti. Sevilmek neden bu kadar zor Allahım?
İnsanların beni sevmemesi için tek bir nedenleri bile yoktu. Beni sevmeleri için illa rol mü yapmam gerekiyor anlamıyordum. Bu zamana kadar yaptığım hatalar yüzünden mi beni sevmiyorlardı? Hata yapmış olmam beni kötü biri yapmazdı ki? İnsanlar hata yaparlar. Ya da günahlarım yüzünden mi? Hani günah işleyen bir insanın elinden tutuyorduk? Günah işledi diye ona arkamızı dönmüyorduk?
Ben bu kadar samimiyken herkesin bana arkasını dönmesi midemi bulandırıyordu. Ben kirli ve kötü bir insan değildim. Eskiden erkenden güne umutla, mutlulukla başlarken artık gözümü açtığım her sabah hayat bana sanki küfrediyordu. Aynaya baktığımda gözlerim bana acıyarak bakıyordu. Oysa zavallı değildim.
12 yaşında bir çocuğun annesiyle babasının odasına gidip, lütfen beni sevin diye ağlaması kadar trajikomik bir şey yoktu bence bu hayatta. Her gece birinin gelip saçımı okşamasını bana masal okuyup, uyuduktan sonra yanağımı öpmesini istedim ve arkadaşlarım tarafından gerçekten sevilmek.
Biri bana iyi ki varsın dese ona gerçek olup olmadığını defalarca soruyordum. İyi ki var mıydım sahiden? Son doğum günümde bu cümleyi bana sadece bir kişi kurdu. Rehberimde 500 kişi vardı ve sadece 1 kişi için iyi ki vardım, o da gerçek mi belli değildi. O gün tek isteğim hayatıma son vermek oldu. Yokluğumu kimsenin farketmeyeceğine emindim. Tam olarak 7 aydır, yıllardır aktif olduğum sosyal medyayı kullanmıyordum ve kimse bana ne olduğunu sormamış beni merak etmemişlerdi. Komik cidden. Bir yandan da ölmek istemiyordum çünkü hayatı çok seven biriydim ben.
Hem ölürsem çocukluğum bana çok kızacaktı. Ama bu sevgisizlik hissiyle daha fazla baş edemiyordum. En azından ölmeden önce beni birinin sevdiğini duysam yeterdi. Bu hayatta bi anlamım olsun istiyordum. Yokluğumda bir şey değişecek miydi? Sanmıyordum. Herkes hiç olmamışım gibi hayatına devam edecekti.
Banka oturup ağladım. Hayatımdaki herkes tek tek gözümün önüne geliyordu, hepsine bağırıyordum. Neden beni sevmediniz diye. Beni sevmek çok zor da değildi bence.
Gökyüzüne bakıp biri beni kurtarsın diye yalvarıyordum. Soğukta saatlerce birinin yanıma gelmesini ve sevdiğini söylemesini veya telefonumun çalmasını bekledikten sonra hiçbir şey olmayınca ölmeyi denedim. Başarısızdı. Kimse beni kurtarmamıştı ve bu olaydan kimsenin haberi yoktu. Kalbimin nasıl acıdığını, nasıl hayatta kaldığımı hayatımdaki kimse bilmiyordu.
Duygularımı belki iyi aktaramadım buraya. Bir enkaz gibiydim ve o enkazdan kendimi severek kurtuldum. O gün hastanede tek başıma gözümü açtığımda hayatımdaki herkesi zihnimden ve kalbimden çıkardım. Kimse beni sevmiyor olabilirdi ama yaratıcı beni seviyordu. İşlediğim günahlara, yaptığım hatalara rağmen çok istediğim şeyleri bana vermişti. Kimsenin sevgisine ihtiyacım yoktu ve bir daha kimseye kendimi ezdirmeyeceğime söz verdim. Kalbimi nefret kaplaması gerekiyordu ama nefret duygusunu hissedemeyeceğim kadar yorgundum. Terapiye gitmeye karar verdim. Bu duygunun beni yiyip bitirmesini artık istemiyordum.
Yaşıyorum, çünkü artık insanların beni sevmesini beklemeden ben kendimi seviyorum. İntihar etmeyi denediğim an, bunun benim hayatımdan daha değerli olmadığını anladım. Hayatımdaki diğer insanların bana yüklediği değeri artık önemsemiyorum. Onların yokluğu beni üzmüyor, varlıkları ile var olmadığımı biliyorum. Sevgisizlik duygusunu hissettiğimde, kendime değerli olduğumu hatırlatıyorum ve daima içimde beslediğim sevgim var. Çünkü hayatımın değerli olduğunu biliyorum.
Yürürken yoldan geçen herkese gülümsüyorum belki birini ölmekten kurtarabilirim diye.