Merhaba
Bu sitedeki hikayeleri okuyunca çok etkilendim. Ortak şeyler yaşayan ne kadar çok insan varmış. Dedim ki benimde yazmam lazım belki okuyan birilerine iyi gelir, belki yalnız hissetmezler. Kendilerini garip biri olarak görmezler…
Benim sürecim lise yıllarında başladı. Çok dışa dönük biri değildim. Yakın bir çevrem vardı, onlarla takılırdım sadece. Böyle mutluydum… Severdim arkadaşlarımı onlar da beni severdi. Hayatımda her şey normal akarken babamın işle ilgili sorunları ortaya çıkmaya başladı…Ortağı ile bir sürü sorun yaşadı ve sonunda işinden oldu. Küçük yerde yaşıyorduk bu yüzden kendine göre bir iş bulamadı. Büyük amcam İzmir’de yaşıyordu babamda iş bulma ümidiyle oraya gitti. Sonra bizi yanına aldı. Yeni ev, yeni mahalle, yeni okul, yeni arkadaşlar. Her şey farklıydı bana…
Evde kimse mutlu değildi. Babam işten gergin geliyor hepimize çatacak bir şey buluyor, annemin ise sürekli başı ağrıyor halinden memnun değil…Kimse kimseye iyi gelmiyordu evde. Birde okula alışma süreci… Aslında alışamama süreci desem daha doğru olur. Arkadaşlarıma bir türlü ısınamadım . Zaten kolay arkadaşlık kuran biri değildim. Birde lise üçün sonlarıydı, herkesin yakın arkadaşı vardı haliyle ben pek giremedim o yakın arkadaş gruplarına. O dönem çok yalnız hissettiğimi hatırlıyorum. Sanki her yerde fazlalıktım, yerim yoktu benim… Her şeyi kafaya takmaya başlamıştım. Uyuyamıyordum, iştahım kapanmıştı ve yemek yiyemiyordum. İçime çekilmiştim, yataktan çıkmak istemiyordum. İyice kilo vermiştim ve annem de korkmaya başlamıştı. Karşı çıksamda beni doktora götürdü. İlk defa o gün depresyon kelimesini duydum. Doktor anneme ”bir psikiyatriste görünseniz iyi olur” dedi ama ben karşı koydum gitmedim başka doktora. Zorla da olsa yemek yemeye başladım, biraz kilo aldım ve okula gitmeye devam ettim. Bunlar annemin beni tekrar doktora götürmemesi için yaptığım şeylerdi. Yoksa içimden hiçbir şey yapmak gelmiyordu. Bu şekilde kendimi ittire ittire liseyi bitirdim.
İki yıl geçti ben üniversiteye kazandım. Başarmıştım hem de istediğim bölümü ama başka bir şehirde… Yalnız başıma başka şehirde, dört sene geçirme fikri beni korkutuyordu ama okumayı istediğim için tüm korkularıma rağmen Ankara’ya taşındım. İlk aylar çok zorlandım. Alışamıyordum. Ne yurda, ne okula, ne de arkadaşlarıma… Yine içimi yalnızlık kaplamıştı. İzmir’e taşınınca yaşadığım şeylerle benzer şeyler yaşamaya başladım. Yataktan çıkmak istemiyordum ve iştahım kapanmıştı. Durup dururken ağlamaya başlıyordum ve kendimi durduramıyordum. Çok yalnız ve çok mutsuz hissediyordum. Yine aynı girdabın içinde olmak çok çaresiz hissettirmişti. Sanki bu sefer ayağa kalkacak ve devam edecek gücüm yoktu. Yaşadığım duygularla hayatı eskisi gibi sürdüremeyeceğimi ve bunlardan kurtulmanın tek yolunun ölmek olduğunu düşündüm ama bunu yapacak gücüm bile yoktu.
Yurt görevlileri benim bu hallerimi aileme bildirmiş. Ben onlara iyi olduğumu söylesem de kandıramamıştım ve Ankara’ya geldiler. Annemin beni görünce verdiği tepkiyi unutamıyorum. O zaman farkında değildim ama 12 kilo vermişim. Korku dolu bakmıştı bana…Onları karşımda görünce başladım ağlamaya. Ağzımdan tek cümle çıkmıştı ‘’ Burada kalmak istemiyorum’’.
İzmir’e döndük.. Birkaç gün sonra doktora gittik. İlk defa lisede duyduğum o kelimeyi tekrar duydum. ‘’Depresyon’’… Psikiyatriste yönlendirdi ve bu sefer karşı koyamadım, gittim. Birkaç hafta sonra enerjim yerine gelmeye başladı. Yemek yemeye de başlamıştım, az da olsa uyuyordum. Beni aşağıya çeken düşüncelerim azalıyordu. Aylar geçmiş ve yaşama isteğim tekrar yerine gelmişti. İçim şükür doluydu. Aslında ben yaşamayı seviyordum. Hayallerim vardı gerçekleştirmek istiyordum… Bunları hatırladım tekrardan. İyi ki hayattaydım…İyi ki…