Hata yapmayan biri var mıdır aramızda?
İnsan olmak, hata yapmayı da beraberinde getirir. Varoluş kodlamamız bu şekildedir. Çok klişedir belki ama, doğruluk payı oldukça fazla olan bir söz vardır, büyüklerimizden bize miras kalan: “Kimse mükemmel değildir.”
Önemli olan hata yapmamak mı? Yoksa yaptığımız hataların bizi büyütmesine izin vermek mi?
Bir insanın bebeklikten itibaren oluşan hayat serüvenini düşünün. İnsan olarak yaptığımız yürümek ve konuşmak gibi en kolay eylemler için dahi yüzlerce deneme - yanılma yaşadık. Acı- tatlı yemekler, sıcak-soğuk nesneler, arkadaşlıklar, alınan notlar, farklı ortamlar, işe başlamalar, sevgililer…
Yüzlerce örnek sayabiliriz bu duruma. Dene - yanıl yöntemi bize hayatı öğretiyor, bizi daha yetkin bir birey haline getiriyor. En iyi ürünü ortaya koymamıza fayda sağlıyor. En güzel yemeğini yapmak için onlarca kez deneme yapan bir aşçı, kaç yemeğini çöpe atmıştır acaba? Ünlü bir terzi kaç defa pahalı bir kumaşı ziyan etmiştir? Ya da kaşiflerin çoğu buluşlarını yaptıkları hatalara borçlu değiller mi?
Peki bizim doğamız böyleyken, ne oldu da biz bütün hayatımızı hatasız yaşamak zorunda olduğumuza inandık? Çocukluğumuzdan beri hep yaptığımız iyi şeyler takdir edildi, yanlışlar ise uyarıldı, ”aman bir daha yapma, nasıl böyle bir hata yaparsın?” gibi cümlelerle karşılaştık. Biz de artık bir işe başlamadan, hep kötü sonuçları düşünmeye ve ‘asla hata yapmamalıyım’ düşüncesine odaklandık.
Madalyonun diğer tarafında ise, modern dünyanın bize dayattığı mükemmellik algısı vardı. Sosyal medya, filmler, diziler, modern insanı kusursuz bir varlık olarak bize servis ediyor. Pürüzsüz ciltler, duygusuz insanlar, ideallere(!) uygun vücutlar, prestijli işler, her şeye yetişen ama yorulmayan bireyler. Gerçek olamayacak kadar mükemmel olan hayatlara inandık ve onların hayali ile mükemmeli arar olduk.
Aslında gerçek hayat bu değil. Ya da daha doğru bir tabirle insan olmak bu değil. Biz kusurlarımızla, eksiklerimizle, duygularımızla, hatalarımızla, başarılarımızla var olan varlıklarız. Bizi insan yapan, hayatı hayat yapan unsurlar kusurlarımız, hatalarımız ve yanılgılarımız. Yaptığımız hatalar bize, hareket halinde, bir şeyler üretmeye gayret eden insanlar olduğumuzu gösterir. Hatalarımız bizi biz yapar, hatalarımızdan öğrenir ve daha iyiye doğru ilerleriz.
Hata yaptığımızda kendimize kızmak yerine, o hatayı düzeltmenin yollarını arayıp, rotamızı yeni bir yola doğru çevirmeliyiz. İnsanların ne söyleyeceklerini düşünmeden, kendi istediğimiz şeyi, deneye yanıla yapabilmek bizi özgür kılar.
Kendinizi, hatalarınızla özgür bırakmayı ihmal etmeyin.
Sümeyye Soyal