Yakın birinin intiharı geride kalanlar için derin bir üzüntünün eşlik ettiği karmaşık duyguların yaşandığı zorlu bir süreci beraberinde getirir. Ölümü tercih etmesine bir türlü anlam veremiyor, sizi bu durumla karşı karşıya bıraktığı için bir yandan da öfke duyuyor olabilirsiniz. Karmaşık duygular içindeyken zihninize doluşan onlarca soruyla tek başınıza başa çıkmak zorunda kalmanın çaresizliğini yaşıyor olabilirsiniz. Hayatınızda var olan bir kişinin intihar etmesi üzerine zihninize birçok soru gelecektir. “Neden ölümü tercih etti?” “ Yeterince destek olamadım mı?” “Gerektiği kadar ilgilenmedim mi?” gibi daha onlarcası. Yaşadığınız bu derin duygular sizi hayattan kopmayı isteyecek düzeye getirebilir. Böylesine zor bir durumla başa çıkmakta zorlanmanızı anlayabiliyoruz, bu noktada destek alabileceğinizi hatırlatmak isteriz.
İntihar Kaybına Normal Tepkiler
Unutmayın ki yaşadığınız keder, intihara karşı insani ve doğal bir tepkidir ve her insan bu süreci farklı deneyimler.
Sevdiğiniz birini intihar nedeniyle kaybetmiş iseniz, kendinizi yetersiz ve çaresiz hissedebilir ve ne söyleyeceğinizi veya ne yapacağınızı bilemeyebilirsiniz. Yas süreci kendi içinde iniş çıkışları olan ve duygularların dengelenmesinin zaman aldığı bir süreçtir. Aşağıda sıralanan duygular ve durumlar yas sürecine bağlı ortaya çıkan olağan tepkilerdir.
İntihar muhtemelen yaşadığınız en acı verici deneyimlerden biridir. Hissettiğiniz acı başlangıçta çok yoğun olup kendinizi koruma becerileriniz sekteye uğrayabilir. Zaman ve mekan algınızda bozulmalarla beraber günlük yaşam aktivitelerinize odaklanamayabilirsiniz.
Kayıp sonrası derin üzüntü hissedilmesi beklendik bir durumdur. Üzüntünün yanı sıra ortaya çıkabilecek yaygın duygular arasında çaresizlik, suçluluk, umutsuzluk, korku, başarısızlık, kaygı, reddedilme ve terk edilme sayılabilir.
Kendinizi, aile üyelerinizi, arkadaşlarını, doktorları, eğer varsa terapistini hatta ölen kişiyi suçlama eğiliminde olmanız mümkündür. Zarar verici davranışa dönüşmediği müddetçe hatalı olduğunu düşündüğünüz kişilere karşı öfkeli hissedebilirsiniz. Unutulmamalıdır ki yoğun duyguların içinde doğru karar verebilmek mümkün değildir. Bu noktada öfke duygularıyla harekete geçmek sağlıklı sonuçlar vermeyebilir.
İntihar uyarı işaretlerini göremediğiniz ya da engelleyemediğiniz için kendinizi suçlama eğilimde olabilirsiniz. Kişiyi intihara sürükleyen çeşitli nedenler var olsa da bu nedenlerden bağımsız olarak son karar kişinin kendisine aittir.
Toplumun intiharla ilgili bir takım zorlayıcı yargıları utanç hissetmenize neden olabilir. Bu durumda intihar eden yakınınızın ölüm nedeninden bahsetmek zor olabilir. Utanç duygusu ile kendinizi yalnız hissederek çevrenizden uzaklaşabilirsiniz. Kendinizi hazır hissettiğinizde paylaşınca rahat hissedeceğinizi düşündüğünüz ve güvendiğiniz kişilerle ölüm nedenini konuşabilirsiniz.
İntihardan sonra özellikle ölen kişiyle ilişkiniz zor ve kaotik olduysa veya kişinin acı çekmesini uzun süre izlediyseniz rahatlama hissedebilirsiniz.
İnkar yas sürecinde verdiğiniz normal bir tepkidir. Durumu kabul etmekte zorlanmanız, yaşadığınız olayın gerçek olmamasını temenni etmenin sonucudur. Bu bireyin yeni durum içerisinde kendini koruma ve yaşadığı durumu anlamlandırma çabasıdır.
Sevdiğiniz kişinin intihar sebebini anlamak için tekrar tekrar “neden” diye soruyor olabilirsiniz. İnsanlar cevabı bulduklarını düşündüklerinde bile, zaman içerisinde “Neden” sorusu tekrar su yüzüne çıkmaya devam edebilir. İntihar eden kişi en yakınınız bile olsa bu sorunun cevabını bulmak mümkün olmayabilir.
Bu zor süreçte hem kendinizin hem de diğer aile üyelerinin aynı şeye teşebbüs etmesinden kaygı duyabilirsiniz. Özellikle yakınlarınızın bir an gözünüzden uzak olmaları bile sizi endişeye sürükleyebilir. Diğer yakınlarınızın da aynı endişeyi taşıdıklarını düşünerek bu duyguları paylaşıyor olmanız hepinizi rahatlatacaktır.
Yaşam ve ölümü sizin için anlamlı kılan değerleri sorguluyor olabilirsiniz. Bunların neden sizin ve yakınınızın başına geldiğine dair yaratıcıya öfke duyabilirsiniz. İçinde bulunduğunuz toplumun intihar edene ve yakınlarına bakış açısı, sizi o topluluğun inanç ve değerlerinden dışlanmış hissettiriyor olabilir. Duygularınızın karmaşık olduğu bu dönemde inançlarınız hakkında anlam çıkartmak ve kesin kararlar vermek için zamana ihtiyacınız olduğunu unutmayın.
Sevdiğiniz birisinin intihar sonucunda yaşamına son vermesi muhtemelen yaşadığınız en yoğun acı verici deneyimdir.
Böyle bir durumu deneyimlerken aşağıda verilen öneriler size iyi gelecektir.
Hüzne İzne Verin
Yas sürecinde karmaşık duyguların ortaya çıkması normaldir ve bunları yaşamak için kendinize izin vermn;eniz oldukça önemlidir. Başkalarının yargısını veya onayını umursamadan duyguyu içtenlikle yaşamak herkesin hakkıdır. Duygularınızı gizlemeden ve utanmadan ifade edebilirsiniz. Bu süreçte duyguları yaşamak ve ifade etmek yaşadığınız şeyi anlamlandırmanıza ve kabullenmenize yardımcı olacaktır.
Kendinize Zaman Verin
Yas zaman isteyen bir süreçtir. Kendinize zaman verme hususunda merhametli olun. Hiç bir şey hususunda acele etmek zorunda değilsiniz. Kısa bir zaman içerisinde hayatınıza ve düzeninize adapte olmayı beklemeyin.Kendinizi ve hayatınızı tekrar düzenlemeniz zaman alacaktır.
Destek Almaktan Çekinmeyin
İntihar yası yaşayan bireyler toplumun intihara olan önyargısı nedeniyle çevrelerinden gerekli desteği istemekte zorlanmaktadırlar. Bu süreçte destek almak yası atlatmak için en önemli unsurlardan biridir. Desteğe ihtiyacınız olduğunda güvendiğiniz kişilerle iletişime geçin. Destek olmak isteyen insanlar, size nasıl yardım edecekleri konusunda kafa karışıklığı yaşıyor olabilir.Bundan dolayı duygularınızı ve ihtiyaçlarınızı açıkça belirtin.
Harekete Geçin
Harekete geçmek için iyi hissetmeyi beklemek yerine harekete geçtikten sonra duygu durumunuzun iyileşmesini beklemek daha anlamlı olacaktır. İyi uyumak, doğru beslenmek, fiziksel olarak aktif olmak basit bir öneri gibi gelsede iyileşme sürecinize katkı sağlayacaktır. Çünkü fiziksel sağlık ile duygusal sağlık arasında yakın bir ilişki vardır. Kısa bir yürüyüş yapmak, doğada vakit geçirmek,sevdiklerinizle birlikte olmak gibi aktiviteler beyin kimyanızı etkileyerek daha iyi hissetmenize neden olacaktır. Eğer fiziksel olarak aktif olmak sizin için yorucuysa sadece on beş dakikalık bir yürüyüş bile iyi hissetmenize neden olabilir. Burada dikkat etmeniz gereken şey düzenli aralıklarla bunu tekrarlamak olacaktır.
Çocuklar ve Ergenlerle Nasıl Konuşulur?
Çocuklarla ölüm hakkında konuşmak zor bir durumdur. Konu intihar olunca bu durumu açıklamak daha da zorlaşır. Nereden başlayacağınızı bilemiyor hatta bu konuda konuşmanın doğru olmadığını bile düşünüyor olabilirsiniz. Ancak çocuklarla konuşmamak onların daha fazla endişelenmesine ve akıllarının karışmasına neden olabilir. Çünkü çocuklar tepki vermeseler dahi çevrelerinde olup biteni sezme yeteneğine sahiptirler. Onlarla konuşarak yaşadıkları kafa karışıklığını gidermiş olursunuz. Ayrıca ilk bilgiyi sizden almaları sayesinde çevrelerinden yanlış bilgiler edinme riskini azaltmış olursunuz.
Sakin olmak; Sizin gösterdiğiniz tepkiler çocuğun duygusunu düzenlemesinde bir rehber görevi görecektir. Bu yüzden duyguyu dengeli ve sakin yansıtmak daha sağlıklıdır.
Dürüst olmak; Çocukların yaş ve gelişim dönemlerine uygun kelimeler kullanarak gerçeği söylemek önemlidir. Dikkat edeceğiniz nokta basit cümleler ile çok ayrıntıya girmeden gerçeği söylemek olacaktır.
Beklememek: Çocukları korumak için bir şey söylemeyi ertelemek riskli bir davranıştır, çünkü çocuklar bir şeylerin ters gittiğini anlayabilirler ve boşlukları hayal güçleriyle doldurarak daha üzücü şeyler düşünebilirler. Diğer bir risk ise gerçeği yakınlarından değil de çevrelerinden duymaları olacaktır.
Ayrıntılardan kaçınmak: Gerçekleri konuşurken ayrıntıya girmeyin. Ölüm yöntemi hakkında konuşurken detaylı bilgi vermek doğru olmayacaktır.
! Bir çocuğun gerçekleri öğrenme hakkının olması tramvatik ayrıntılara maruz kalması anlamına gelmez; fakat güvendiği bir kişiden, uygun bir ortamda soru sorma ve doğru bilgi alma hakkı vardır. Lütfen bu ayrıma dikkat edin.
İntihar hakkında konuşurken çocuğunuzun yaşına ve gelişimine uygun şekilde bilgi vermek önemlidir. Çocuklar gelişimsel olarak biyolojik yaşından daha büyük veya daha küçük olabilir. Aşağıdaki bilgileri çocuğunuzun gelişim seviyesine göre düzenleyiniz.
3-5 Yaş
Bu yaş dönemindeki çocuklar ölüm kavramını tam olarak anlamasalar da yas ve kayıp duygusunu yaşarlar. Üzücü bir durum yaşandığını ve ölen kişinin yokluğunu sezerler. Olanlar hakkında çocuklarla konuşmak yaşadıkları endişeyi gidermek açısından önemlidir.
Konuşma sırasında kontrolünüzü kaybetmemek ve yoğun olmamak şartı ile duygularınızı belli etmenizde sakınca yoktur.
Konuşma çocuğun kendini güvende hissedeceği ve sorularını rahatça sorabileceği sakin bir ortamda yapılmalıdır.
Konuşmaya başlarken zor bir konu hakkında konuşacağınızı belirtmeniz çocuğun kendini hazırlamasına yardımıcı olur.
Örneğin; “Zor bir durum hakkında seninle konuşmak istiyorum. Konu annenle ilgili..”
Daha sonra uygun cümlelerle ölüm açıklanmalıdır. Ölümü bir yere gitmek, uzun bir yolculuğa çıkmak yada uykuya benzetmek doğru değildir. Bu tip açıklamalar yerine biyolojik yönden açıklamak daha sağlıklıdır.
Örneğin; “Seninle üzücü bir konu hakkında konuşacağım... Annen dün gece öldü. Ölmek demek vücudun artık çalışmadığı anlamına gelir yani artık nefes alamaz, organları çalışamaz. Bu yüzden artık bizimle olamayacak, ne yazık ki onu bir daha göremeyeceğiz.”
Bu yaş dönemindeki çocuklar ölümün kalıcı bir durum olduğunu kavramakta zorlanırlar. Ölen kişi ile tekrar iletişim kuracaklarını düşünebilirler. Örneğin ‘Annem öldü dedin ama ne zaman gelecek?’ gibi sorularla sık karşılaşabilirsiniz. Soruların karşısında sabırlı olun ve tutarlı bir şekilde cevaplayın.
Sormadıkları sürece her şeyi ayrıntılı olarak açıklamanıza gerek yok. Eğer başka sorular sorarlarsa gelişim düzeylerine uygun olmak şartı ile dürüst cevaplar verin.
Konuşmayı aşağıdaki iki şeyden emin olarak bitirin;
Sizinle paylaşmasalar da çoğu çocuk ölümden kendini sorumlu tutar. Ölümün bizim elimizde olmadığını ve özellikle çocukların hatası olmadığını vurgulayın. Ölümü durdurmak için onun ya da başkasının yapacağı bir şeyin olmadığını belirtin.
Bu tip durumlarda çocuklar güvende olup olmadıkları ile ilgili endişe duyarlar. Çevresinde onu koruyacak, ihtiyaçlarını giderecek birilerinin olduğunu ve büyüyene kadar onlarla beraber olacaklarını belirtin.
3-5 Yaş
Bu yaş dönemindeki çocukların bazıları ölümün ne anlama geldiğini ve kalıcı bir durum olduğunu bilirken bazıları ise ölüm kavramını anlamakta zorlanırlar.
Çocuklarla ölüm hakkında konuşurken, bu konuda neyi bildikleri ve neyi bilmedikleri çok önemlidir. Bu yüzden konuşmaya ‘Neler olduğu hakkında biraz konuşalım mı?’ veya ‘Neler bildiğini ve ne düşündüğünü anlatmak ister misin?’ gibi benzeri bir soruyla başlayabilirsiniz. Çocuğun verdiği cevap konuşmanın yönünü belirleyecektir.
Eğer ölümle ilgili cevap verirse ya da soru sorarsa ilk onun fikrini öğrenmek iyi olacaktır. ‘Ölmek ne demek biliyor musun?’ ya da ‘Birisinin ölmesinden ne anlıyorsun?’ gibi benzeri sorular ölüm hakkında ne bildiğini öğrenmeye yardımcı olur. Verdiği cevap konuşmaya nasıl devam edeceğiniz konusunda ipucu verecektir.
Verdikleri cevap ölüm hakkında yeterli değilse ya da size sorarlarsa ölümü açıklayın. Ölümü bir yere gitmek, uzun bir yolculuğa çıkmak yada uykuya benzetmek doğru değildir. Bu tip açıklamalar yerine biyolojik yönden açıklamak daha sağlıklıdır.
“Ölmek demek vücudun artık çalışmadığı anlamına gelir. Ölünce organlar çalışamaz, kalp atamaz ve vücut görevini yapamaz yani yürüyemez, konuşamaz ve yemek yiyemez. Bu yüzdende artık bizimle olamayacak, ne yazık ki onu bir daha göremeyeceğiz.”
Hemen ardından ölüme neden olan sebeplerden konuşabilirsiniz. İnsanlar nasıl ölürler ile ilgili kendiniz örnekler verebilir yada çocuğun cevap vermesine teşvik edebilirsiniz. Kanser, araba çarpması, yıldırım çarpması, beyin kanaması gibi ölüm sebeplerine intiharı ekleyebilirsiniz. ‘Üzücü de olsa bazı insanlar intihar ederek ölürler. İntihar demek birinin hayatını sonlandırmaya kendisinin karar vermesi demek.’ İntihar hakkında konuşurken sizin tepkilerinizin sakin olması çocukların bu bilgiyle daha kolay başa çıkmasını sağlar.
Örneğin;
‘Bazı insanların beyinlerinde çok acı vardır ve bu acının bitmeyeceğini düşünürler. Onların bu acısı doğru düşünmelerini, doğru karar vermelerini ve yardım istemelerini engeller. Annen de bundan dolayı yardım alamadığı ve sağlıklı düşünemediği için intihar etti.’ veya bir hastalığı varsa ve intihar bundan dolayı gerçekleşmişse ‘Annenin uzun zamandır depresyon denilen bir hastalığı vardı. İyileşmek için tedavi görüyordu. Maalesef aldığı tedavi yeterli gelmedi ve bu yüzden intihar etti. Çok üzgünüz.’ gibi bir açıklamada bulunabilirsiniz.
Eğer ‘Biri intihar etmeyi neden ister?’ ya da ‘Annem neden intihar etti?’ gibi sorular sorarlarsa bunu uygun şekilde cevaplayın. Sormazlarsa bile bu konuyu açıklamak iyi olacaktır. İntiharın ruhsal bir hastalıktan, destek veya tedavi alamamaktan ya da verilen desteğin yeterli gelmemesinden kaynaklandığını açıklayın.
Örneğin;
‘Bazı insanların beyinlerinde çok acı vardır ve bu acının bitmeyeceğini düşünürler. Onların bu acısı doğru düşünmelerini, doğru karar vermelerini ve yardım istemelerini engeller. Annen de bundan dolayı yardım alamadığı ve sağlıklı düşünemediği için intihar etti.’ veya bir hastalığı varsa ve intihar bundan dolayı gerçekleşmişse ‘Annenin uzun zamandır depresyon denilen bir hastalığı vardı. İyileşmek için tedavi görüyordu. Maalesef aldığı tedavi yeterli gelmedi ve bu yüzden intihar etti. Çok üzgünüz.’ gibi bir açıklamada bulunabilirsiniz.Bu açıklamadan sonra sorunların yardım isteyerek ve yeterli destek alarak düzelebileceğini söyleyin. Kendi sorunları olduğunda da destek almak için güvendikleri biriyle mesela sizinle paylaşmalarını mutlaka vurgulayın. Bu sayede birlikte çözümler bulunabileceğini öğrenmiş olur.
Ne hissediyorsun sorusunu sorarak duygularını paylaşmasına yardım edin. Duygularını paylaştığında ise yansıtma yaparak onu rahatlatabilirsiniz. Örneğin ‘Çok üzgünüm’ dediğinde ‘Çok üzgün hissediyorsun ve bunu hissetmen çok normal, ben de çok üzgünüm’ ya da ‘Onu çok özlediğini biliyorum’ diyerek duygularına eşlik edebilirsiniz.
Özellikle kendilerini suçlama eğiliminde olabilirler. Bunu söylemeseler dahi durumun onların suçu olmadığını açıklayarak rahatlamalarını sağlayın.
Örneğin;
“Biri intihar ederek öldüğünde insanlar merak eder ‘Acaba bu benim yüzümden mi oldu?’ diye; ama emin ol bu hiçbirimizin hatası değil ve maalesef bunu hiçbirimiz durduramazdık.”
Sormadıkları sürece her şeyi ayrıntılı olarak açıklamanıza gerek yok. Eğer başka sorular sorarlarsa gelişim düzeylerine uygun olmak şartı ile dürüst cevaplar verin. Kısacası ne kadar bilgi vereceğinizi onların soruları belirleyecek.
Konuşmayı aşağıdaki iki şeyden emin olarak bitirin; Sizinle paylaşmasalar da çoğu çocuk ölümden kendisini sorumlu tutar. Ölümün bizim elimizde olmadığını ve özellikle çocukların hatası olmadığını vurgulayın. Ölümü durdurmak için onun ya da başkasının yapacağı bir şeyin olmadığını belirtin. Bu tip durumlarda çocuklar güvende olup olmadıkları ile ilgili endişe duyarlar. Çevresinde onu koruyacak, ihtiyaçlarını giderecek birilerinin olduğunu ve büyüyene kadar onlarla beraber olacaklarını belirtin.
9-12 Yaş
Bu yaş dönemindeki çocuklar ölümün kalıcı bir şey olduğunu ve o kişiyi bir daha göremeyeceklerini bilirler.
Çocuklarla ölüm hakkında konuşurken, bu konuda neyi bildikleri ve neyi bilmedikleri çok önemlidir. Bu yüzden konuşmaya ‘Neler olduğu hakkında biraz konuşalım mı?’ veya ‘Neler bildiğini ve ne düşündüğünü anlatmak ister misin?’ gibi benzeri bir soruyla başlayabilirsiniz. Çocuğun verdiği cevap konuşmanın yönünü belirleyecektir.
Bu yaş dönemindeki çocuklar genellikle ölümün ne olduğunu bilirler. Eğer bilmiyorsa ya da ölüm hakkında soru sorarlarsa uygun bir şekilde ölümün ne olduğunu açıklayın. Özellikle biyolojik yönden açıklamak diğer açıklamalara göre daha doğru olacaktır. “Ölmek demek vücudun artık çalışmadığı anlamına gelir. Ölünce organlar çalışamaz, kalp atamaz ve vücut görevini yapamaz yani yürüyemez, konuşamaz ve yemek yiyemez. Bu yüzdende artık bizimle olamayacak, ne yazık ki onu bir daha göremeyeceğiz.”
Ölüme neyin sebep olduğunu sorabilirler. Bu noktada çok ayrıntıya girmeden doğru cevabı vermek önemlidir. Sormazlarsa dahi ölümün intihar nedeniyle gerçekleştiğini söylemeniz doğru olandır. Çünkü çevresinden intiharı duyma ihtimali yüksektir. Bu riskten dolayı ölüm nedeninin intihar olduğunu söylemeniz daha sağlıklı olacaktır; ancak konuşurken ki odak noktanız kendini nasıl öldürdüğünden ziyade üzüntü, öfke vb. duygularıyla nasıl başa çıkacağı olmalıdır.
Örneğin;
‘İnsanların ölme nedenleri farklı olabilir. Kalp krizi, trafik kazası, hasta olmak gibi farklı nedenler olabilir ya da bazıları kendilerini öldürebilirler. Buna intihar deniliyor. Baban da intihar nedeniyle öldü.’Ancak burada intiharın ruhsal bir hastalıktan, destek veya tedavi alamamaktan yada verilen desteğin yeterli gelmemesinden kaynaklandığını açıklayın.
Örneğin;
Bazı insanların beyinlerinde çok acı vardır ve bu acının bitmeyeceğini düşünürler. Onların bu acısı doğru düşünmelerini, doğru karar vermelerini ve yardım istemelerini engeller. Baban da bundan dolayı yardım alamadığı ve sağlıklı düşünemediği için intihar etti. veya bir hastalığı varsa ve intihar bundan dolayı gerçekleşmişse ‘Babanın uzun yıllardır depresyon denilen bir hastalığı vardı. Tedavi görüyordu ama maalesef tedavisi yeterli gelmedi. Hastalığı doğru düşünmesini engelledi ve intihar etti. Babanın ölmesi çok üzücü. Senin ne hissettiğini ve bununla nasıl başa çıkacağını konuşalım mı?’ gibi bir açıklamada bulunabilirsiniz.Bu açıklamadan sonra sorunların yardım isteyerek ve yeterli destek alarak düzelebileceğini söyleyin. Kendi sorunları olduğunda da destek almak için güvendikleri biriyle mesela sizinle paylaşmalarını mutlaka vurgulayın. Bu sayede birlikte çözümler bulunabileceğini öğrenmiş olur.
Ne hissediyorsun sorusunu sorarak duygularını paylaşmasına yardım edin. Duygularını paylaştığında ise yansıtma yaparak onu rahatlatabilirsiniziz. Örneğin ‘Çok üzgünüm’ dediğinde ‘Çok üzgün hissediyorsun ve bunu hissetmen çok normal, bende çok üzgünüm’ ya da ‘Onu çok özlediğini biliyorum’ diyerek duygularına eşlik edebilirsiniz.
Özellikle kendilerini suçlama eğiliminde olabilirler. Bunu söylemeseler dahi durumun onların suçu olmadığını açıklayarak rahatlamalarını sağlayın.
Örneğin;
“Biri intihar ederek öldüğünde insanlar merak eder acaba bu benim yüzümden mi oldu diye; ama emin ol bu hiçbirimizin hatası değil ve bunu hiçbirimiz durdurmazdık.”Sormadıkları sürece her şeyi ayrıntılı olarak açıklamanıza gerek yok. Eğer başka sorular sorarlarsa gelişim düzeylerine uygun olmak şartı ile dürüst cevaplar verin. Kısacası ne kadar bilgi vereceğinizi onların soruları belirleyecek. Konuşmayı aşağıdaki iki şeyden emin olarak bitirin;
Sizinle paylaşmasalar da çoğu çocuk ölümden kendini sorumlu tutar. Ölümün bizim elimizde olmadığını ve özellikle çocukların hatası olmadığını vurgulayın. Ölümü durdurmak için onun ya da başkasının yapacağı bir şeyin olmadığını belirtin. Bu tip durumlarda çocuklar güvende olup olmadıkları ile ilgili endişe duyarlar. Çevresinde onu koruyacak, ihtiyaçlarını giderecek birilerinin olduğunu ve büyüyene kadar onlarla beraber olacaklarını belirtin.