Ondan ayrılmak hayatın elimden koparılması gibiydi. O benim hayatım, yaşama sevincim, bu dünyadaki anlamım. Ondan başka değerli hiçbir şey yoktu artık. O benim dünyam, sahip olduğum, sevdiğim tek varlıktı. Ne var ki bu çok kısa sürmüştü. Gitmesi, benden uzaklaşması, hayatımdan yavaş yavaş uzaklaşıp silinmesine dayanamıyordum. ‘’Onsuz ben ne yapacağım?’’ kara kara düşündüğüm tek soruydu. Onsuz hiçbir şey yapmak istemiyordum, hayatıma devam etmek istemiyordum, iyi şeylere bile tahammülüm yoktu. O yoksa iyi şeyler de mutluluk da yoktu benim için. Yasaklamıştım kendime. Onsuz hayat anlamsız, boş ve değersizdi benim için.
Uzun bir süre hiçbir şey yapmadan ‘hayatı kendim için durdurarak’ yaşamaya devam ettim. Sadece yaşamak için yaşıyordum. Kabul edemiyor, birgün çıkıp gelsin istiyordum. ‘’Bir mucize olsun!’’ Yokluğu ve hayatımda bir daha asla olmayacağı ile yüzleşememek.. Avazım çıktığı kadar bağırmak, haykırmak isterdim. Öyle bir şey ki sesimle bütün dünya titresin, beni duysun, çığlığımı duysun istiyordum. Bütün dünya çığlığımla inlesin. Gittikçe yok oluyor gibi hissediyordum. Artık ‘ben’ diye bir şey yoktu sanki. Bir gece yine düşüncelerimin içinde kaybolmuş ve uyuşmuşken, hayattan ve kendimden nefret ederken aniden sarsıldım. İçimde öyle güçlü bir istek oluştu ki o anda. Kendimi öldürmek, hemen bir yerlerden atlamak ve kendime, yaşadığım acıya son vermekle ilgili güçlü bir istekti bu. Bir yanım kendime zarar vermemem için bana engel olmaya çalışıyor diğer yanım ölmek istiyordu. Zar zor tuttum kendimi ve ailemden yardım istedim o anda. Bu ilk defa olmuştu. İçimdeki intihar isteği bilincime ulaşmış ve bu kadar güçlü bir şekilde çıkmıştı karşıma. Sanki bir canavarla karşılaşmıştım. O gece sabaha kadar tedirgin bir şekilde uyumaya çalıştım. Yaşadığım bu durum beni sarsmış ve korkutmuştu. Ölmeyi düşünürdüm ama bu içimdeki ani istek beni de şaşırtmıştı. Bazı şeyleri ciddiye almam gerektiğine karar verdim o günden sonra. O sırada her an kendime engel olamayıp bunu gerçekleştirebilirdim. İrademi kaybettiğim birkaç saniye buna yetebilirdi. İlk defa sınıra bu kadar yaklaşmıştım. Ve ilk defa sınırdan bu kadar kaçtım. Durumun ciddiyetini anlayan ailem etrafımı çevirdi, ellerinden geleni yapacaklarını söylediler ve ilk defa o’ndan başka birilerinin de var olduğunu, ailemdeki insanlar için de değerli olduğumu hissettim. Sevmek değil sevilmenin ne kadar iyi geldiğini fark ettim.Hayalimdeki sevgiye o kadar tutunmuştum ki etrafımdaki gerçek sevgiyi görememiştim…