Merhaba
Ben Elif, 24 yaşındayım. Özel bir üniversitede istemediğim bir bölümde, istemeye istemeye 3. sınıfa kadar geldim. Bu kadar isteksizliğin getirisi tabii ki başarısız bir üniversite hayatı olarak bana geri döndü.
Ailemin benden her zaman çok büyük bir başarı beklentisi vardı. Üniversite sınavına hazırlanırken tıp kazanmamı beklediler. Olmadı. Bu üniversiteyi kazandıktan sonra da bölüm birincisi ve okul birincisi olmam gibi beklentilere dönüştü. Tıp kazanamamıştım ama en azından neden seçtiğimi bilmediğim bölümde, hatta okulda birinci olmalıydım. Bu beklentiler beni daha da isteksizleştirdi. Ailem benden başarı bekledikçe ben daha da başarısız olmak istedim ve oldum da. Bir sürü kaldığım dersler, sadece stresle geçen ve kıyısında yaşanmış bir üniversite hayatına sahiptim. Üniversite hayatım, ölmeyecek kadar yaşamaya benziyordu. Başarısızlığı seçtim ve bu seçimle de baş edemedim.
Her bir sınava girişimde yaşadığım stresi, kaygıyı ben anlatamıyordum ama vücudum hastalıklarla bunu çok güzel anlatıyordu. Sevgisizdim, başarısızdım, sağlıksızdım, yaşamın kıyısında geçen bir hayatım vardı. Ben de yaşamın kıyısında geçmesindense hiç yaşamamış olmayı istedim ve maalesef bunu denedim. Artık o benim sanırım ne halde olduğumun herkes tarafından fark edilişinin ilk anı olmuştu. Ben yapayalnız olduğumu düşünüyordum ama çevremde o olay sonrası benim için çok üzülen bir sürü insan gördüm. Destek olmak isteyen ve beni bir dakika bile yalnız bırakmak istemeyen…
Sonra üniversiteden bunu duyan bir hocam sayesinde terapiye başladım. Terapilere hala devam ediyorum ve artık başarısızlıkla pek de bir derdim kalmadı. Çünkü hayata olan bakış açım çok değişti. Aslında başarısız sandığım 24 yıllık hayatım bir sürü mücadeleyle ve başarılarla doluydu. Akademik başarı ise bunların yanında o kadar da önemli kalmamıştı. Artık korkularımdan daha rahat bahsedebiliyorum. Beni üzen, mutlu eden, korkutan, hatta kaygılandıran şeylerden çok daha kolay bahsedebiliyorum. Çünkü fark ettim ki beni sadece yaşadıklarım değil, yaşadıklarımı içimde yaşamam ve hiç kimseyle paylaşamam da çok yormuştu. Artık başarısız olmaktan da, kendim olmaktan da, hatta perişan halde girdiğim o sınavlardan da çekinmiyorum.
Anlatmaya başladıkça fark ettim ki, aslında herkes benim kadar insandı. Korkuları, kaygıları, içlerinde az veya çok sağlıksız sesleri vardı. Sadece bir şekilde bunlarla baş etmeyi öğrenmişlerdi. Ben nasıl baş etmem gerektiğini bilmiyordum ama öğrenmeye başladım. Kendimi tanımaya başladım, sevdiğim ve sevmediğim alanları ve insanları tanımaya başladım, becerilerimi ve güçlü yönlerimi tanımaya başladım. Kendimi tanıdıkça kendime güvenim arttı. Bazılarına göre geç bazılarına göre de yetersiz bir üniversite hayatı yaşadım gibi durabilir ama ben belki de en kıymetli zamanlarımı yaşadım. Yaşadığım bütün zorluklar günün sonunda bana kendimi kazandırdı ve ben geçmişimden de şimdiki halimden de çok memnunum. Bütün bunları da bir şekilde kendini sorgulamak zorunda kalan, kendine haksızlık eden ve kendinin farkında olamayan insanlar için yazıyorum. Umarım paylaştıklarım okuyanlara iyi gelir, çünkü paylaşmak bana çok iyi geldi.