Annemden babamdan çok sıkılmıştım. Herkes üzerime geliyor kimse beni anlamıyordu. Ailem çok geleneksel bir yapıya sahipti. Bense ne onlar gibi düşünüyor ne de onlar gibi yaşamak istiyordum. Bu farklılığımdan dolayı her zaman eleştiriliyordum. Derslerim iyi değildi, onların istediği gibi giyinmiyordum, arkadaşlarımı sevmiyorlardı, her zaman dışarı çıkmam ve eve dönüş saatim sorun oluyordu. Ev işlerine yardım etmediğim için annem hiç durmadan söylenirdi. Yaşamak istediğim hayat ile içinde bulunduğum sıkıcı hayat arasında dağlar vardı. Yaşadığım hayattan hiç keyif almıyordum, bir an önce bu evden kurtulmak istiyordum. Gönlüm hep dışarıda olduğu için beni evden çıkaracak her “neden”e kolayca kapılıveriyordum. Bir gün yine bir çocuktan hoşlanmaya başladım. Daha doğrusu o benimle ilgilenmeye başlayınca ben de her zamanki gibi hemen karşılık verdim. Aslında gerçekten hoşlanmadığımı, sadece ilgiye muhtaç olduğumu yıllar sonra anlayacaktım. Bu ilgi muhtaçlığım, benim başımı çok belaya soktu. Her birini detaylandırmak istemiyorum. Sadece şunu söyleyeyim ki çok yanlış insanların peşinde çok yanlış işlere bulaştım. Kurtuluş sandığım her bir kaçış beni biraz daha bataklığın içine çekmişti. Özgürlük sandıklarımın aslında beni pis bir dünyanın içine hapsedenler olduğunu fark ettiğimde çoktan kurtulması zor bir sarmalın içinde sıkışıp kalmıştım.
Bir gün artık öyle bir hale geldim ki… Hiçbir çıkış yolu bulamadım. Hayatımdaki her şey berbat bir haldeydi. Çaresizliğim yoğun bir öfkeye dönüştü, odamdaki eşyaları fırlatmaya başladım. Annem geldi, halimi görünce beni durdurmaya çalıştı ama gücü yetmedi. Babama telefon etti, çok geçmeden babam geldi ve kollarının arasında beni sıkıştırarak durdurdu. Herkesten her şeyden nefret ediyordum. Neden bu dünyaya gelmiştim? Neden bu ailenin çocuğuyum? Bu hayata gelmeyi ben istememiştim ki! Onca mutlu zengin sevgi dolu aileler varken benim neden böyle bir hayatım vardı? Annem ağlıyor, “bu kızla biz ne yapacağız?” diyordu. Beni bir psikiyatriste götürmeye karar verdiler. Tabii ki karşı çıktım. Onlardan gelen hiçbir yardımı istemiyordum. Artık kafaya koymuştum. Kendimi öldürecek, hem bu berbat hayattan kurtulacak hem de ailemi cezalandıracaktım.
Özetle, günlerce plan yaptım, çok gergindim, korkuyordum ama kararlıydım. O gün gelmişti, fakat planım işe yaramadı. Gözlerimi açtığımda birkaç ameliyat geçirmiş, her yerim sarılı şekilde hastanede yatıyordum. Annem babam yanımdaydı. Neden orada olduğumu anlayamamıştım. Annem bana neler olduğunu anlattığında birçok duygu kapladı içimi; korku, şaşkınlık, pişmanlık.. Ağlamaya başladım. Anneme sarıldım. Belki de tüm ömrümdeki en mutlu olduğum andı.. Ölmemiştim, yaşıyordum.. Her zaman yanımda olan annem ve babam yine başucumdaydı. Yine beni bırakmamış, her yaptığıma rağmen yine benimlelerdi.. Diğer herkesten farklı olarak onlara ne yaparsam yapayım beni hala sevmeye devam ediyorlardı. Tüm saçmalıklarımı kabulleniyorlardı. O peşine düştüğüm hayattaki kimse yanımda değildi, oysa beğenmediğim, istemediğim, kaçmaya çalıştığım ailem bana sımsıkı sarılmış, tüm yaralarımı sarmaya çalışıyordu. Bunu daha önce neden fark edememiştim?
Bir süre ruh ve sinir hastalıkları hastanesinde yatılı tedavi gördüm. Gözümden kalın bir perde kalkmış gibi hissediyordum. Öfke patlamalarım azalmış, sinir krizlerim geçmişti. Gerçek sevginin, güvenli alanımın burnumun dibinde olduğunu görememiş olmanın şaşkınlığını yaşıyordum.
Ailemin sevgisine karşılık vermeye karar verdim. Kendime yeni bir başlangıç yapacağıma söz verdim. Ailemin desteği ile hayatımda kaybettiğim her şey (arkadaşlarım, okulum, sağlığım..) yavaş yavaş geri geliyordu. Geri gelmeleyenlerinin yerine yenileri ekleniyordu. Psikolojik tedaviye iki yıl daha devam ettim. Bu süre zarfında içimde benim gibi çıkmaza girenleri kurtarma arzusu belirdi ve Psikoloji okumaya karar verdim. Şimdi okulun son senesindeyim, derslerde öğrendiklerimle kendimi ve yaşadıklarımı daha iyi analiz etme imkanım oldu. Bu kadar yol kat edebileceğimi hayal bile edemezdim. Bugün yaşamak için o kadar çok sebebim var ki.. O gün Allah planımın gerçekleşmesine izin verseydi, yaşadığım onca güzelliğe ulaşamayacaktım.. Bunu düşündükçe nasıl şükredeceğimi bilemiyorum.. Ne kadar şükretsem yetmez...
Elimden gelse de tüm intihar etmeyi düşünenleri kurtarsam.. O kadar isterim ki.. Hayatta insanın karşısına ne kadar güzellikler çıkacağı hiç belli olmuyor. Kimse bundan mahrum kalsın istemiyorum.